3 Ağustos 2015
13 Haziran 2015
Bir Umeå Macerası / Final - HEJ DÅ !
''Goodbyes always make my throat hurt..I need more hellos.''(Charlie Brown)Çikolatanın yarısına gelince bile bitişi yaklaştığı için hüzünlenip, diğer yarısından aldığım zevki minimuma indiren ben, tahmin edersiniz ki Umeå maceramın sonlarına yaklaştıkça da hüzün bulutlarımı etrafa salmış idim.
Biten ve giden her şey üzer beni. Filmin bitişi, hikayenin bitişi, bir daha hayatın boyunca göremeyeceğin insanların gidişi..
3 Mayıs 2015
The Way Things Go
Geçenlerde Paris'te Pompideu Müzesi'ni gezerken ilginç bir video dikkatimi çekti. Peter Fischli ve David Weiss adlı İsviçreli iki kafadar 1987'de çok garip bir kısa film hazırlamışlar.
27 Mart 2015
Bir Umeå Macerası / Bölüm II - Hur är läget ?
Hur är läget ?
2 aydan 10 gün fazla oldu Türkiye'den ayrılalı. Ufaktan ufaktan alıştığımı söyleyebilirim. İsveç'e,Umeå'ya.. Ekşisözlük'te biri ''değil 2 ay 2 yıl da yaşasam alışamam'' demişti Umeå başlığında. Gelmeden önce ben de hareketi, kalabalığı seven biri olarak yanlış bir tercih yaptığımı düşünüyordum. Şehrin rahatlığını, hareketsizliğini bir çok yolla çevirmeye çalışan öğrenci kitlesini unutmamak lazımmış. Ayrıca her gün yeni bir ülkeden yeni bir insanla tanışmak da güzel olay. Kim derdi ki günün birinde 'Seyşeller'den(evet google'a yaz, öyle bir ülke var) bile biriyle tanışacaksın.
İsveç'in kalbi ! |
1 Şubat 2015
Bir Umeå Macerası / Bölüm I - Hej !
Hej !
Kuzeyden, biraz kuzeyden.İsveç'in Umeå isimli şehrinden herkese merhaba.
1 yıl önce, çoğu üniversite öğrencisi gibi Erasmus olayına başvurduğum günlerde önümde Avrupa'dan birçok şehir ve birçok seçenek vardı. İngilizcemin çok yüksek seviyelerde olmaması nedeniyle tercihimi çok iyi İngilizce konuşabildikleri bilinen İsveç'ten yana kullandım. Dezavantajlarım, gideceğim şehrin Avrupa'ya uzak, soğuk, küçük ve sakin olması. Avantajlarım ise şehrin tam bir öğrenci şehri olması, üniversitenin kaliteli olması ve İsveç'in yüksek yaşam standartlarıydı. Klişe erasmus öğrencisi gibi o şehirden bu şehire koşamayacağım belliydi. Nisan'a kadar kar ile yaşayacak olmanın, İstanbul'un o yoran temposundan sonra belki biraz da dinlenebilmenin ve en önemlisi de bir gün canlı olarak Kutup Işıkları'nı(Aurora Borealis) görme şansının cazibesiyle çıkıverdim yola.